Meslek Alanımızdaki Sorunları Artıracak
Siyasi Projelere Karşıyız!

Bir meslek alanı, o alanda çalışanların sayısal olarak artmasıyla büyümez. 
Türkiye’de yazılımcı açığı yoktur; Türkiye’de nitelikli eğitimle, çağa uygun bilgiyle donanmış bilgisayar mühendisi yetiştirme sorunu vardır.
Meslek alanımızda yanlış stratejilerle kontrolsüz ve niteliksiz bir sayısal büyümeye karşıyız.

Geçtiğimiz günlerde yazılımcı yetiştirme konusunda üst üste açıklamalar yapıldı. Ülke gerçeklerinden uzak, meslek alanımızla ilgili yanıltıcı saptamalar içeren bu açıklamaları, siyasal iktidarın -kamuoyunda ilgi uyandıracağı varsayımıyla- gündemi saptırmak amaçlı girişimleri olarak yorumluyoruz.

Önce Sanayi ve Teknoloji Bakanı, 2023’te 500 bin yazılımcı ve yazılımda küresel ürünler geliştirilen bir ülke hedefinden söz edip Bilişim Vadisi ve İstanbul’da kodlama eğitimleri düzenleyecek yazılım okulları açılacağını açıkladı. Ardından sırasıyla Cumhurbaşkanı ile Hazine ve Maliye Bakanının açıklamalarında, gençlere dünyada yıldızı her geçen gün parlayan yazılım sektörünün önemli bir fırsat olduğu, 3 yılda 1 milyon yazılımcı yetiştirmeyi hedefleyen “1 Milyon Yazılımcı Projesi” başlatılacağı duyuruldu. 

Bu açıklamalar, mesleki eğitimdeki eksikler ve meslektaşlarımızın yaşadığı sorunlar çerçevesinde irdelendiğinde bilişim alanındaki paydaşlarımızın duyarlılıkları ve katılımlarıyla çözüm getirilmesi beklenen pek çok sorun olduğu görülmektedir ki başlıcaları şunlardır:

  • Üniversitelerimizde meslek alanımızdaki mühendislik dallarında verilen eğitimin niteliği çağın gerektirdiği düzeye yükseltilmelidir.
  • Bilişim kesiminde iş yitimleri ve işsizlik, ekonomik bunalımın da etkisiyle hızla artmaktadır; bilişim kesimine yönelik orta ve uzun erimli destekleyici ve ülke kalkınmasını hedefleyen, diğer tüm üretim ve hizmet kesimlerini de kapsayan bütünsel planlamalar yapılarak uygulamaya konmalıdır.
  • Bilişim kesiminde iyi yetişmiş, nitelikli insan gücüne gereksinim vardır; oysa üniversitelerin ilgili mühendislik bölümlerinden her yıl mezun olan yaklaşık 10.000 gencin büyük çoğunluğu deneyimsizlik ve beklentileri karşılayamadıkları gerekçesiyle iş bulamamaktadır. Bu gençleri, hızla üretime sokacak, iş yaşamına kazandıracak politikalar tanımlanıp yaşama geçirilmelidir.
  • Ücretli çalışan meslektaşlarımızın pek çoğu, esnek çalışma saatleri, emeklerinin karşılığı olan ücretleri alamama, iş güvencesinden yoksunluk gibi sorunlar yaşamaktadır; bilişim emekçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve mühendislik asgari ücretinin uygulanması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
  • Yetişmiş nitelikli beyinlerin, yurtdışına gitme nedenleri araştırılmalı ve mesleklerini kendi ülkelerinde yapabilmelerinin koşulları yaratılmalıdır.

Üniversitelerimizde bilgisayar bilimleri konusunda araştırma yapmak, altyapı ve laboratuvar eksiklerine karşın öğrencilerini en iyi biçimde yetiştirmek için büyük bir özveriyle emek veren akademik kadroların; iş dünyasında ekonomik bunalıma göğüs gererek üretim ve hizmetlerini sürdürmeye, ayakta kalmaya çalışan meslektaşlarımızın çabaları dikkate alınarak kamu kaynakları, 1 milyon yazılımcı yetiştirmek yerine sorunlarımızı gidermek için kullanılmalıdır.

Siyasilerin açıklamalarının, Türkiye’nin bilim ve teknoloji üreten bir ülke olmadığı gerçeğiyle yüzleşerek aşağıda aktarılan saptamalar ışığında değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak görüş ve önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmak isteriz.

* * *

BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİNDE NİTELİK FARKLARI
Bilgisayar mühendisliği eğitimi, üniversitelerimizde bilgisayar, bilgisayar bilimi, yazılım, bilişim sistemleri, bilgisayar ve yazılım mühendisliği gibi adlar taşıyan, değişik öğretim planları, laboratuvar ve işyeri staj uygulamaları olan 4 yıllık mühendislik bölümlerinde verilmektedir. Mühendislik eğitiminde sayısal beceri önemlidir; ayrıca kaynakları okuyup anlamak, teknolojiyi izlemek ve kullanmak açısından başta İngilizce olmak üzere yabancı dil bilgisi zorunludur.

2006 yılı sonrasında açılan devlet üniversiteleri, var olan devlet üniversitelerinin kontenjanlarının artırılması ve 2008 yılından başlayarak açılan vakıf üniversiteleriyle Bilgisayar Mühendisliği, Yazılım Mühendisliği ve Bilişim Sistemleri Mühendisliği bölümlerinin sayıları da hızla yükselmiştir; bu bölümlerin yaklaşık 13.000 öğrenci kontenjanı vardır. Her yıl yaklaşık 10.000 öğrenci mezun olmaktadır.

İlgili mühendislik bölümlerine öğrencilerin çok farklı puan aralıklarıyla  yerleşmesi, mezun olduklarında fark yaratmaktadır. Üniversiteye giriş sınavında 40 matematik sorusundan 35-40 arası soru çözen de 4-8 arası matematik sorusu çözebilen de bilgisayar mühendisliği bölümlerine girebilmektedir. Bu derin fark, mezunların niteliğine de yansımaktadır. Türkiye’deki temel matematik eğitimi de sorunludur. 2019 YKS’de adayların 40 temel matematik sorusundaki ortalama net sayısının 5,672 olması, bu durumu somut olarak ortaya koymaktadır. Yazılım eğitiminde vazgeçilmez olan temel ve sonrasında da ileri matematik bilgisi için ülkemizde durum böyleyken, 1 milyon yazılımcının nasıl ve hangi niteliklerle yetişeceği önemli bir soru işaretidir.

Yüksek puanlı bölümlerde öğrenim gören başarılı öğrenciler mezun olduklarında, yaratıcılıklarını kullanarak kendilerini geliştirmek amacıyla yurtdışına gitmeyi yeğlemektedir. Yetişmiş nitelikli işgücü, Türkiye’de kalmamaktadır. Siyasilerin, emeği değersizleştiren bu tür projeleri ve söylemleri, iyi yetişmiş bilişimcilerin yurtdışına gitme arayışlarını daha da pekiştirmektedir.

Bölümlerdeki dersliklerin ve laboratuvarların fiziksel koşulları, donanım ve altyapı eksiklerinden ötürü sıkıntılar çekilmekte, ayrıca öğrenci sayısının çokluğu ve işyerlerinin ekonomik sorunları nedeniyle staj yeri bulmakta zorluklar yaşanmakta, dolayısıyla uygulamalı eğitim de gerektiği ölçüde yapılamamaktadır.

BİLGİ İŞLEME VE SORUN ÇÖZME BECERİLERİNDE EKSİKLİK 
16-65 yaş aralığındaki yetişkinlerin “temel bilgi işleme becerilerinin” genel durumunu belirlemeyi hedefleyen OECD Yetişkin Yeterliklerinin Uluslararası Değerlendirilmesi Programının 2016 yılı raporunda Türkiye verileri şöyledir: Liseden daha düşük eğitim düzeyindeki yetişkinlerin %94.7’si, lise mezunlarının %77.9’u, üniversite mezunlarının %56.4’ü sayısal becerilerde 2. düzey ve altındadır. Üniversite mezunlarının %7.4’ü, 4. ve 5. düzeyde yeterlik göstermektedir ki OECD ortalamasında bu oran %23’tür. Rapor, ülkemizde 16-65 yaş aralığındaki yetişkinlerin temel bilgi işleme becerilerinin çok düşük olduğunu ortaya koymaktadır.

Temel bilgi işleme becerilerinin odağındaki sayısal becerileri ve teknoloji yoğun ortamlarda sorun (problem) çözme becerilerini artırmadan, “1 Milyon Yazılımcı Projesi” kapsamında uzaktan eğitimle, laboratuvar ortamında uygulama yapma olanağı sunmadan insan yetiştirmeyi düşünmek en hafif deyimle hayalciliktir! Dahası, ilgili mühendislik bölümlerine her yıl yerleşen 13.000’i aşkın genç meslektaşımıza da haksızlıktır.

YAZILIM EĞİTİMİ DE MESLEĞİ DE BÜTÜNSELDİR
“1 Milyon Yazılımcı Projesi”nde çevrimiçi (“online”) eğitimle verilecek derslerin algoritma, büyük veri (“big data”), bilgisayar programlama, öbekzinciri (“blockchain”), iş zekâsı, ofis programları, oyun programlama, siber güvenlik, veritabanı ve web programlama konularını içereceği belirtilmektedir. Proje kapsamında 780 saatten oluşan ve yaklaşık her biri 25 saat olan 31 eğitimdeki konular, bilgisayar mühendisliğinin derslerinden bazılarını kapsamaktadır. 

Akademik kadrolardaki öğretmenlerimiz, öğretim faaliyetlerinin yanında bilgisayar bilimleri alanında durmaksızın araştırmalar yapmakta; kuramsal (teorik) ve uygulamalı eğitimi, güncel teknolojik gelişmeleri izleyerek en etkin biçimde vermek için büyük bir özveriyle çalışmaktadır. Onların bu değerli uğraşlarını göz ardı ederek mühendislik süreçlerinde (sorun tanımlama, çözümleme, tasarım, yazılım geliştirme, sınama, işletmeye alma, proje yönetimi vb.) bütünsel bilgi ve beceri gerektiren bir mühendislik alanının bazı konularını seçip tekil beceriler kazandırma iddiasıyla uzaktan eğitimle yazılımcı yetiştirme yaklaşımı yanlıştır. 

Hazine ve Maliye Bakanının açıklamasında yer alan “yazılımcıların bir projede çözümleme, tasarım, sınama, proje yönetimi gibi görevleri aynı anda yürütmelerinden ötürü yazılımcı açığı doğuyor” saptaması da yanlıştır. Bilişim sistemleri ve uygulamaları, yazılımı da kapsayan mühendislik süreçlerinin tümü yerine getirilerek geliştirilir. Yazılım mühendisleri, bu süreçlerin bütününde bilgi sahibidir ve sistem geliştirme projesinin her evresinde görev üstlenebilir. Siyasilerin “1 Milyon Yazılımcı Projesi”ne dayanak olsun diye “yazılımcı açığı” konusunda böyle bir gerekçe öne sürmeleri düşündürücüdür… Anlaşılan o ki siyasiler de gerçek sorunun, örgün eğitimde temel sayısal becerilerle ve çağın gerektirdiği bilgilerle donanmış nitelikli insan gücü yetiştirmek olduğunu görmekte, ancak günlük politikalarla bu gerçeğin üstünü örtme yoluna gitmektedirler.

İŞSİZLİK GİDEREK ARTIYOR
“1 Milyon Yazılımcı Projesi”nde verilecek dersleri başarıyla bitirenlerin bilgi güvenliği uzmanı, iş analisti, ağ (“network”) uzmanı, siber güvenlik uzmanı, test uzmanı, web tasarım uzmanı, yardım masası uzmanı ve yazılım geliştirme uzmanı gibi birçok alanda iş bulabilecekleri belirtilmiştir. BTKAkademi üzerinden yürütülecek eğitimler sonunda  kazanılan yetkinlikler ve başarı derecelerinin, eğitim gören adayların istihdam uygulaması içerisindeki özgeçmişlerine yansıtılacağı; bu özgeçmişlerin tüm firmaların erişimine açık bir havuzda duracağı ve yazılımcı gereksinimi duyan firmaların buradan aradıkları özelliklere uygun adayları bulabileceği dile getirilmektedir. 

İŞKUR’un 2018 sonu verilerine göre 3005 bilgisayar mühendisi, 516 yazılım mühendisi ve 68 bilişim sistemleri mühendisi olmak üzere toplam 3589 mühendis işsizdir. Yazılım mühendisliği bölümlerinin sayısının az olmasına karşın işsiz sayısının fazla olması da çarpıcıdır. Bu mesleklerdeki iş açığı ise aynı yılın İŞKUR verilerine göre toplam 900’dür. 

Yeni mezun meslektaşlarımız iş bulmakta büyük zorluklar çekmektedir; BMO üyeleri arasında 2-3 yıldır işsiz olanlar vardır. Bir yandan bilgisayar ve yazılım mühendisliği bölümlerinden mezun binlerce genç iş bulamazken, diğer yandan ekonomik bunalımın etkisiyle işsiz kalan meslektaş sayımız hızla artmaktadır. Ücretli çalışan meslektaşlarımız ise esnek çalışma saatleri, emeklerinin karşılığı olan ücretleri alamama, ödemelerin gecikmesi, iş güvencesinden yoksunluk gibi sorunlar yaşamaktadır.

Bilişim kesiminde nitelikli, uzmanlaşmış ve deneyimli işgücüne gereksinim duyulduğu ve bu konularda açık olduğu bir gerçektir; ancak üniversitelerimizde yoğun bir özveriyle yetiştirilmeye çalışılan gençlere bu becerileri kazandırmak yerine “proje kapsamındaki uzaktan eğitimle tamamlanan dersleri özgeçmişlere işleyeceğiz ve kolaylıkla iş bulunacak“ demek, en az  4 yıllık öğrenimlerinin ardından, güncel teknolojiyi izleyip sürekli kendilerini geliştirmek için büyük emekler veren mühendislere haksızlıktır!.. Bu tür uzaktan eğitimlerle, ancak yine bu alanda niteliği sorgulanacak insan gücü yaratılmış olacaktır.

STRATEJİ VE EYLEM PLANLARINDAKİ HEDEFLER GERÇEKLEŞİYOR MU? 
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının işbirliğiyle, ilgili kurum ve kuruluşların katkılarıyla Yüksek Planlama Kurulunca hazırlanan 2017-2019 dönemi “Türkiye Yazılım Sektörü Stratejisi ve Eylem Planı”nda yazılım pazarını büyütmek, ihracatı ve sektörün istihdamını artırmak için yazılım ve bilgi teknolojileri alanlarında uluslararası standartlarda ürünler ve hizmetler üreten, sektörde söz sahibi ülke konumuna gelmek amaçlanmıştı. Plan kapsamındaki stratejik hedefler, “ulusal bilinci artırmak ve altyapıyı güçlendirmek, hukuki ve idari düzenlemeleri yapmak, nitelikli insan kaynağı geliştirmek, uluslararası rekabet gücünü artırmak” olarak sıralanmış; nitelikli eleman gereksiniminin karşılanması için meslek liselerinde müfredat çalışması yapılacağı belirtilmişti. 

Bu hedeflere ulaşılmış mıdır? Ekonomik ve toplumsal kalkınma içinde bilişim teknolojilerinin yeri nedir? Sürdürülebilir bilişim politikaları oluşturulmuş mudur?  Sürdürülebilir özgür yazılım politikası olacak mıdır?

2017-2019 Strateji ve Eylem Planında nitelikli insan kaynağı geliştirmek ve yazılım kesiminde istihdamı artırmak hedeflerinden söz edilirken birdenbire “1 Milyon Yazılımcı Projesi”yle insan gücü yetiştirilmek isteniyorsa bu alanlardaki meslek liseleri ile meslek yüksekokullarının eğitim programlarının etkinliği ve niteliğini artırmak daha doğru bir çözüm olur; üstelik kamu kaynakları da toplum yararı gözetilerek kullanılmış, gençler boş hayallerle oyalanmamış olur…

Yaklaşık 40 yıldır örgün eğitimle üniversitelerde yetişen bilgisayar mühendislerinin özellikle son 20 yıldır nitelikleri tartışılırken, ülkemizde sürdürülebilir bilişim politikaları yokken, bu tür projelerle yalnızca gündem saptırılmaktadır. Siyasilerden beklentimiz, meslek alanımızla ilgili göz kamaştırıcı açıklamalar yapmak yerine, eylem planlarındaki hedeflerin ne ölçüde gerçekleştiği konusunda kamuoyunu aydınlatmalarıdır.

* * *

BİZ ÜLKEMİZE YETERİZ, SİZ SORUNLARIMIZI ÇÖZÜN!
Özetle, örgün eğitimde öğrencilerin 4 yıllık öğrenimleri süresince staj yeri bulmakta zorluk çekmesi; hızla açılan üniversitelerde akademik kadro yetersizliği, derslik ve laboratuvar gibi altyapı eksikleri; nitelikli eğitim alamamış mühendislerin sayısının hızla artması; işsizlik ve yurtdışına göç gibi çözüm bekleyen nice sorun vardır.

Ekonomide rekabet gücü kazanma, küresel ürünlerin geliştirilmesi ve ülkemizin kalkınmasında bilişim ve yazılım teknolojilerine gereksinim olduğu ortadadır. Bunları sağlamak için meslek alanımızda çalışanların sayısını artırmak ilk strateji olamaz… Bilişim alanında, BMO kapsamındaki mühendislik dallarından mezun yaklaşık 90.000 mühendis çalışmaktadır; diğer disiplinlerden mezun olanlarla birlikte bu sayı yaklaşık 150.000 kişiyi bulmaktadır. Bu sayıya her yıl yalnızca bilgisayar mühendisliği disiplininden 10.000 kadar mezun eklenmektedir ki hem çalışanların hem de yeni mezunların işsizlik tehlikesiyle karşı karşıya olduğu göz önünde tutulduğunda abartılı sayılarla göz boyayıcı açıklamalar yapmak, ülke ve toplum yararına değildir. Bir meslek alanı, o alanda çalışanların sayısal olarak artması ile büyümez!… 

Ülkenin eğitim sistemini, toplumsal ve ekonomik gerçeklerini dikkate almadan, sorunları yok sayarak ortaya atılan böylesi siyasi projeler, büyük bir düş kırıklığı ve güvensizlikle sonuçlanmaktadır. Bizler, ülke kaynaklarının kamu yararına kullanılması için akademi, meslek odası, işveren temsilcileri ve bilişim alanındaki tüm bileşenlerin katılımıyla mesleki eğitimde ve meslek alanımızdaki sorunlara doğru ve gerçekçi çözümler oluşturmak üzere hazırız. 

Meslek alanımızda, ülke gerçeklerini gözetmeyen yanlış stratejilerle kontrolsüz ve niteliksiz bir sayısal büyüme istemiyoruz. Biz ülkemize yeteriz, siz sorunlarımızı çözün!

Bilgisayar Mühendisleri Odası 4. Dönem Yönetim Kurulu


© 2024 TMMOB Bilgisayar Mühendisleri Odası